16.5.08

bobo

Bahçemize geldiğinde işte bu kadardı..doğru dürüst yürüyemiyordu .Tek yaptığı ulumaktı.tiz sesiyle avaz avaz bağırıyordu.krem rengi hatta yer yer kahverengileri olan bir köpekti.epey pireliydi.eve ilk geldiğinde hemen yıkamayı düşündük..ancak öyle yorgunmuş ki kendine güvenli bir köşe seçip uyumuştu bile.uyandıktan sonra doğru banyoya.biz yıkadıkça köpeğin rengi açılıyordu ..banyosu bittiğinde karşımızda kartopu gibi bembeyaz bir köpek duruyordu.sevimli mi sevimli,neşeli mi neşeli.yalnız okşamak için elimizi uzattığımızda hemen bağırmaya başlıyordu.uzaktan duyanlar köpeği dövdüğümüzü düşünmüşlerdir kesin.
Aradan nerdeyse ikisene geçti.

bu arada onun akbaş olduğunu öğrendik.Anadolu çoban köpeğinin bir cinsi.ırk özellikleri hayli sert.korumacı sürü köpeği,dışarıda yaprak kımıldasa havlar.kimse kolay kolay bahçeye yaklaşamaz..hatta bize bile tavır koyar.istemediği birşeyi yaptıramazsınız..tabii aslında bu karakterde bizim de payımız var ,herhangi bir eğitim vermedik,biz evimizde nasıl yaşıyorsak o da öyle yaşıyor.ama dostluğu inanılmaz güzel.bize karşı algıları son derece yüksek,ruh halimizde ki en ufak değişikliği hissediyor .gözlerimize kocaman soran gözlerle bakıyor..hikaye demeyin sakın.bir köpekle birlikte yaşarsanız bunun doğru olduğunu göreceksiniz..

Hiç yorum yok: