29.11.09

Veda/Bekir Coşkun

BEYKOZ-Riva Köyü'ndeki camide, cenaze namazı kılınacaktı. Cemaat yerini aldığında kurt kırması bir köpek tabutun tam altına gidip yattı.
Onu kovmak isteyenler oldu ama imam ve cenaze sahipleri, "Vedalaşmak onun da hakkı" dediler.
Kurt, tören boyunca tabutun altından kalkmadı...

*

Riva'nın sevilen gençlerinden elektrikçi Hakan, o gün şehre gitmişti. Sokakta bulup büyüttüğü ve çok sevdiği köpeği, onun dönüşünü her zamanki gibi yüzü yola dönük öyle bekledi.
Ama Hakan dönmedi...
Trafik kazası geçirip ölmüştü Hakan.
Ertesi gün cenazesini kentten doğrudan doğruya cami avlusuna getirdiler.
Kurt, o tabutun içindekinin Hakan olduğunu nasıl anladıysa, oralardan ayrılmadı. Şaşkın ve canı yanmış gibi tedirgin, insanların arasında dolanıp durdu. Tabut camideki taşın üzerine konulur konulmaz gelip altına yattı. Duyarlı okurum İrfan Sarp, bu acı manzaranın fotoğrafını da gönderdiği notunda "Hepimiz bu dostluk ve vefa karşısında şaşkındık" diyor.

*

Ben tanığıyım...
Elimize bıçak-sopa aldığımızda kaçmalarından hayvanların korkularını... Başlarını okşadığımızda peşimizden koşmalarından sevgilerini... Gelmediğimizde yolumuzu beklemelerinden vefalarını...
Hiçbir zaman anlamak istemedik...
Ayakta kesilirken sahibinin ona kötülük yapabileceğini düşünmeden boynunu uzatan develerin, köydeki evine dönmek için kendini tellere vuran buzağıların, arkadaşlarından ayrıldığı için sabaha kadar ağlayan kuzuların "duyguları" olduğunu görmek istemiyor insanoğlu...

*

Hakan'ın köpeği, cemaatle birlikte mezarlığa gitti o gün.
Herkes evine döndü, o ayrılmadı oradan...
Köyün gençleri, kurdu daha sonraki günlerde hep mezarlıkta Hakan'ın mezarının başında oturmuş gördüler.
Riva Köyü'nün mezarlığından geçerseniz...
Aç, cılız, acı içinde bekleyen bir kurt görürseniz eğer...
Odur...
Hakan'ın köpeği'dir...

Bekir Coşkun'un yazısı