17.10.08

Bengisu’nun terapist arkadaşı Paşa/Pako'nun sayfası


Evcil hayvanların çocukların gelişimi üzerindeki olumlu etkileri araştırmalarla desteklenen bir gerçek. Ancak 5 yaşındaki Bengisu Uzel için köpeği Paşa’nın, diğer çocuklara kıyasla çok daha hayati bir önemi var. Özel eğitimli golden retriever sayesinde, serebral palsi hastası Bengisu kaslarını daha rahat kullanabiliyor, köpeğinin üzerinde saatlerce uyuyor.

Bengisu, bundan beş yıl önce doktor Orhan Uzer ile güzellik uzmanı eşi Semra Uzel’in ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Aslında bir ikizi vardı ama kardeşi 5,5 aylıkken anne karnında öldü. Doktorlar Bengisu’nun tamamen sağlıklı olduğunu söyledi ailesine ve 7 aylıkken dünyaya geldi. Erken doğduğu için kuvöze kondu. Doktorlar hálá tamamen sağlıklı bir bebek olduğunu söylüyorlardı.

Anne karnındayken, beynindeki bir noktada gelişimin durduğu ancak 3 aylıkken anlaşıldı. Bengisu serabral palsi (CP) hastasıydı ve tedavisi yoktu.

DOĞUM GÜNÜ HEDİYESİ

Acı gerçekle başbaşa kalan çift psikiyatrik yardım almaya başladı. Gittikleri psikiyatr, Bengisu’ya bir kardeş yapmalarını ya da bir evcil hayvan almalarını tavsiye etti. İkinci çocuklarının da hasta doğmasından korkan Uzel çifti, ilk öneriyi hemen reddetti. Daha önce evlerinde hiç hayvan beslememişlerdi. Bundan da vazgeçtiler.

İkinci doğum gününde Bengisu’nun amcası, kucağında yavru bir golden retriver ile çıkageldi. Köpeğin adını Paşa koydular. Bundan sonra ailenin hayatı tamamen değişecekti.

Bir tatil sırasında, tesadüfen Alman turist ile tanıştılar. İşi; köpekleri fizik tedavi gören çocuklara eşlik etmek, yardımcı olmak üzere eğitmekti. Eğitmen ikişer haftalık sürelerle dört kez Türkiye’ye geldi. Hem Paşa’yı, hem de Bengisu’nun gittiği terapi merkezindeki diğer iki köpeği eğitti.

Eğitim, köpeklerin içgüdülerini bu tür insanlara faydalı olacak biçimde geliştiriyor. Bengisu üzerindeyken sakin yatmayı, havlamamayı, kaslarının açılmasına faydası olur diye küçük kızın ellerini yalamayı öğrendi Paşa.

Doğduğundan beri bağırsak problemleri yaşayan Bengisu, Paşa’nın üzerinde ilk uyuduğu gün bu sorundan kurtuldu. Paşa eve gelmeden önce el, kol ve ayak kaslarını sürekli sıkması yüzünden hiç açamayan Bengisu, artık elbise giyebiliyor.

Fizik tedavi merkezindeki uzmanlar da, gelişiminin köpekten sonra hızlandığını söylüyor. Baba Orhon Uzel, dikkati çok çabuk dağılan, sıkılan bu çocukların köpekle daha uzun süre çalışabildiğini, terapiye konsantre olabildiğini, gelişiminin bu nedenle hızlandığını söylüyor.

ARKADAŞINI UYUTUYOR

Bengisu’dan hiç ayrılmayan Paşa, arkadaşının kasılan bölgelerini yalayarak uyarıyor. Bengisu da hemen kaslarını açıyor. Bengisu eliyle bir tutam kıl koparsa bile, Paşa hiç aldırış etmiyor. Arkadaşının korkmaması için evde hiç havlamayan köpek, ihtiyaç olduğunda Bengisu’nun üzerinde saatlerce uyumasına izin veriyor.

Bir köpeği bu kadar sevebileceğini hiç düşünemediğini belirten anne Semra Uzel, Paşa’yı oğlu gibi sevdiğini söylüyor. İnsanların hayvanlardan korkmaması gerektiğini belirten Uzel, "Duyarlılık anlamında bizden çok öndeler. Sara krizi gelmeden 2- 3 dakika önce anlıyorlar. Ama hayvan almak isteyenler, bunu birkaç yıllık değil, ömürlük düşünmeli. Sıkılınca sokağa atmamalılar" diyor.Göksel YAPAR/ANTALYA, (DHA)

Evcil hayvan sahibi olmak stresi azaltıyor, çocukların gelişimini olumlu etkiliyor

Evcil hayvan sahibi olmanın ve onlarla arkadaşlık etmenin keyfi ve mutluluğu şüphesiz anlatılamayacak kadar çok. Tıp alanında yapılan bilimsel araştırmalar da, evcil hayvan beslemenin ve evcil hayvanla arkadaşlık etmenin insan sağlığına birçok faydası olduğunu ortaya koymakta. Genel sağlığın yanı sıra kalp ve damar sağlığı, sinir sistemi hastalıkları, psikolojik rahatsızlıklar, çocuklarda mental ve sosyal gelişim üzerinde hayvanların faydalarının olduğu, artık bu araştırmalarla ispatlanmış durumda. Evde beslenen hayvanların yanı sıra hastanelerde çalışmak üzere özel olarak eğitilen ve terapi için yardımcı olan evcil hayvanlar da var. Aşağıda bu konuda yapılan bilimsel araştırmalardan bazıları, tarihleri ve araştırmacıları ile birlikte yer alıyor.

Hayvan sahibi olmak, kalp krizine bağlı ölüm oranını yüzde 3 azaltıyor. (Friedman, 1980).

Hastanede tedavi gören kalp hastalarında, tedavi köpekleri ile yapılan ziyaretlerin tansiyonu normal düzeylere düşürdüğü, zararlı hormonların salgılanmasını azalttığı ve hastaların kaygısını azaltarak kalp ve solunum sistemi sağlığına yardımcı olduğu tespit edilmiş. (Cole, 2005)

Evcil hayvan sahiplerinin kan basıncının (tansiyonunun) daha düşük olduğu kanıtlanmış. (Friedman, 1983, Anderson 1992).

Evcil hayvan sahiplerinin kanlarındaki kolesterol ve trigliserid düzeyleri hayvan beslemeyenlere göre daha düşük. (Anderson, 1992).

Koroner kalp hastalıklarını takiben 1 yıl hayatta kalma oranı hayvan besleyen hastalarda daha yüksek oranda. (Friedman, 1980, 1995).

Alzheimer hastalığı olan hastalara parlak renkli balıkların olduğu büyük akvaryumları izlettirme şeklinde uygulanan terapiler sonucunda, hastalığın yeme alışkanlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin azaldığı ve iyiye doğru geliştiği bulunmuş. (Beck, 2002)

Evcil hayvan sahiplerinde küçük düzeydeki sağlık problemleri daha az görülmekte. (Friedman, 1990, Serpel, 1990).

Köpek sahibi olan yaşlı insanlar doktora daha az gitmekte. 100 hasta ile yapılan bir çalışmada, yüksek düzeyde stres nedeniyle düzenli doktor ziyaretleri içinde köpek sahibi olanların yüzde 21 oranında daha az olduğu tespit edilmiş. (Siegel, 1990).

Otistik çocuklarda evcil hayvanlarla yapılan rehabilitasyonlar, çocuğun daha sosyal davranışlar sergilemesini sağlarken otistik davranışların azalmasına yol açmış. (Redefer, 1989).

Uzun süreli tedavi gören hastaların yalnızlık sonucu yaşadıkları problemler, evcil hayvan destekli terapilerle belirgin ölçüde azalmış. (Banks, 2002).

Hayatlarının ilk yılında evcil hayvanla birlikte yaşayan çocukların, daha sonra alerjik rinit ve astım olma frekansları azalmakta. (Hesselmar, 1999).

Evcil hayvan sahipleri evcil hayvanları ile daha fazla egzersiz yaptıkları için daha iyi bir fiziksel sağlığa sahip. (Serpel, 1990).

AIDS hastalarında evcil hayvan sahibi olanların daha az depresyon ve stres problemi yaşadıkları görülmüş. Hayvanlar, bu hastalarda hastalıkla başa çıkma gücünün artması ve moral yönünden en önemli destek kaynağı olmuşlar. (Siegel, 1999, Carmack, 1991).

Çocukların doktor muayenesinde özel terapi köpeklerinin de bulunması, çocuklarda muayene esnasındaki strese bağlı problemleri azaltmakta. (Nagengast, 1997, Hansen, 1999).

Diş tedavisi sırasında köpek bulunması, çocuklarda diş doktoruna gitmeye bağlı stresi azaltmakta. (Havener, 2001)

Evcil hayvanlarla arkadaşlık etmek (özellikle köpeklerle), çocukların ebeveynlerinin ölmesi veya ciddi hastalıklara yakalanması durumuna uyum sağlamalarına yardımcı olmakta. (Raveis, 1993).

Evcil hayvan beslenen evdeki çocuklar spor, hobi ve değişik etkinliklerle ilgili aktivitelere daha fazla iştirak etmekte. (Melson, 1990).

Evcil hayvan besleyen çocuklar empati kurma ve sosyal uyum sağlama açısından daha başarılı. (Vidovic, 1999).

Evcil hayvan sahibi olmak, çocukların kendi kendilerine doğruyu bulma konusundaki yeteneklerini pozitif yönde geliştirmekte. (Bergensen, 1989).

Hayvan sahibi olmak çocukların kavrama yeteneğini artırabilmekte. (Poresky, 1988).

Pako'nun sayfası

1 yorum:

Ela'dan Mektuplar dedi ki...

Kesinlikle katılıyorum. Bende evinde evcil hayvanla büyüyyen bir çocuk olarak bunun nasıl güzelliklere kapı açtığını sonradan yani büyüyünce anladım. Aman kılı kaçar, aman pisliğini yutar dememek, çocukları hayvanlarla içli dışlı etmek gerekiyor. Gerekli bakımlarını, aşılarını vs. yaptırarak çocuğumuzu dostlarıyla tanıştırmalıyız bence...